Soru.7.: İzmir Modeli, "Yerel Odaklı Kalkınma Yaklaşımı"nı nasıl bir kapsam içinde tanımlıyor?

"Yerelden kalkınma" kavramı, İzmir Modeli’nin üzerinde özenle durulması gereken, özgün kavramlarından biri olmuştur. Bu kavram önce Aziz Kocaoğlu döneminde, 5216 sayılı yasanın, belediye sınırlarını genişleterek belediyeye kırsal alanda da operasyon yapma olanağı sağlaması üzerine, pratikte öncelikle de kırsal alandaki uygulamalarla ortaya çıkmış bir kavramdır. Buna, İzmir Modeli çalışmaları sırasında, kuramsal bir içerik kazandırılmıştır.

"Yerel kalkınma" dediğimizde, bu konuyu ele aldığımız bir alanda (territory) üretilen katma değerin artması ve kişi başına yaratılan katma değerin yükselmesi anlaşılmaktadır. Oysa "yerelden kalkınma" dediğimizde, "yerel kalkınma"ya göre iki ek tercih yapılmış olmaktadır. Bu kalkınmanın "yerel bilgiye sahip", "yerel aktörler eliyle" gerçekleştirilmesi ve "yerel dinamiklere" dayandırılmasıdır. "Kalkınmayı yerelden başlatmak" denildiğinde, yerelin aktörlerinin kalkınma sürecine dahil edilmesi bir ilke haline getirilmiş olmaktadır. Bu da ona, "insan merkezli bir kalkınma arayışı" niteliğini kazandırmaktadır.

İzmir Modeli'nde, "yerelden kalkınmayı” sağlamakta, demokratik bir yerel yönetim/tüzel kişilik olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi, "katalizörlük işlevi" yüklenmektedir. Katalizör metaforuyla "yerelden kalkınma"da, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin rolünün kendisini toplumdaki bireylerin yerine koymadan onların kalkınmaya olabilecek katkılarını kolaylaştırmak olduğu anlatılmak istenilmektedir. Bu kolaylaştırıcı rol, İzmir deneyiminde üç farklı şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, temel kentsel "altyapıların yapılması" ve bu altyapılarla kamu hizmetlerinin üretilmesidir. 5393 sayılı yasa sonrasında bu altyapıların ve hizmetlerin kapsam alanı, tüm kırsal alanı da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin "yerelden kalkınma"yı kolaylaştırmak için başvurduğu ikinci yol, kentsel ve kırsal kesimde yaşayanların "üretimde yararlanacakları kapasitelerini geliştirmelerine" yardımcı olmaktır. Üçüncü yol ise, "onların örgütlenerek", örneğin kooperatifler ya da birlikler oluşturarak, yapabilirliklerini artırmaya çalışmak olmuştur. Bu bağlamda;

     • İzmir Büyükşehir Belediyesi, kalkınmayı yerelden başlatacaktır. Bunu yerel varlıklardan yola çıkarak, yerel dinamikleri hemşehrilerinin yenilikçilik ve girişimciliklerine olanak yaratarak harekete geçirecektir.

     • İzmir Modeli'nde, kalkınmanın yerelden başlatılmasında tarım alanında yapılanlara öncelik verilmesi öngörülmektedir. Bunun için; tarım faaliyetlerine itibar kazandırılması, belediye bünyesi içinde güçlü bir Tarımsal Gelişme Birimi kurulması, tarım üretimine yol gösterme deneyimi bulunan zengin bir kadroyla donatılması, katma değerin daha büyük bölümünün üreticilerde kalmasını sağlayabilmek için, girdiler, çiftçi eğitimi, üretim ve pazarlama zincirini bir bütün olarak ele alan kapsamlı bir politika izlenmesi yoluyla, tarımdaki verimliliğin artırılması önerilmektedir.

     • Günümüzün modern tarımın gerektirdiği yüksek verimliliği gerçekleştirmek ve ürününün piyasada yüksek fiyatlarla satışını sağlayabilmek, doğrudan küçük çiftçiler tarafından gerçekleştirilebilir olmaktan çıkmıştır. Kırsal alanın bu güçsüz kesiminin varlığını sürdürebilmesi için örgütlenmeye gitmesi gerekmektedir. İzmir Modeli, bu örgütlenmenin kooperatifler eliyle gerçekleştirilmesini önermektedir.

     • İzmir Modeli'ne göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi, modern tarımın gerektirdiği, laboratuarlar sisteminin kurulmasını sağlamalı ve çiftçilere toprak, yaprak analizi, gübreleme tavsiyesi, ürünlerin üstünde mücadele ilaçları kalıntısı ölçümleri ve benzeri konularda hizmet üreterek, çiftçinin bu konulardaki gereksinmesini karşılamalıdır. Hasat edilen ürünlerin, pazara hızlı ve bozulmadan gelebilmesi için köy yollarının asfaltlanmasını bakım altına alınmasını sağlamalıdır. Hasat edilen ürünlerin bozulmadan ve fiyat bakımından en uygun şekilde arzını sağlamak için, soğuk zincirin ve soğuk hava sisteminin belediyenin yetki alanının tümünü kapsayacak biçimde kurulması gerçekleştirilmelidir.

     • İzmir Modeli, tarımsal ürünlerden uygun olanları için coğrafik işaretler alınmasını, uygun ürünlerin hasat dönemlerinde festivaller/şenlikler düzenlenmesini, hem pazarlamaya yardımcı olmak, hem de "komünite" duygusunun uyandırılması açısından gerekli görmektedir.

İzmir, Dünya’nın en büyük 130 kenti arasındadır. İzmir’in çok odaklı kentsel bölgesinde, tarım sanayisinden, tekstile, giyim sanayine, kundura üretimine, kimya sanayine, demir çeliğe, otomotiv sektörüne kadar geniş bir sanayi yelpazesine ve bu büyük nüfus yığılmasının ve sanayi kümelenmesinin gerektirdiği bir hizmetler kesimine sahiptir. İzmir bir Dünya kenti olma iddiasını, ekonomik yapısının bu çeşitliliğinden almaktadır. Böyle bir ekonomi, Dünya ekonomisi içinde yarışabilirliğini sürdürürken, Dünya ekonomik iş bölümünde yerini bir üst düzeye sıçratabilmesi için, Dünya ekonomisine entegrasyonunun yüksek olması ve yüksek becerili işgücünü ve girişimcileri İzmir’e çekebilecek yüksek bir "yaşam kalitesi"ni gerçekleştirebilmiş olması gerekmektedir. Böyle bir kentin büyükşehir belediyesi, katalizörlük yaklaşımını ekonominin kentsel kesiminde de uygulamak durumundadır. Bu bağlamda;

     • İzmir Modeli, tarım dışı alanlarda da yerelden kalkınma için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin değişik alanlarda katalizörlük işlevi yüklenmesi gerektiğini öngörmektedir. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki alanında, yaşam ve üretim için gerekli altyapıyı sağlamak, kentin planlı gelişmesini sağlamak ve kentte yaşayanların bir "komünite" oluşturmasını sağlamak için tüm yapacaklarının, "yaşam kalitesi"ni artırarak, sosyal sermaye oluşturarak, İzmir'in gelişme dinamiğini artıracağını belirtmektedir.

     • İzmir Modeli, İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu'nun (İEKKK) bir demokratik platform olma işlevlerini yerine getirmesini sürdürürken, aynı zamanda bir yerel kalkınma koalisyonu olma niteliğine sahip olarak, kalkınmayı hızlandırmak için ne tür katalizörlük işlevlerine gereksinme olduğunu ortaya koyacak hale gelmesini önermektedir. Bu kurulun, bir katalizörlük kuvözü işlevi görmeye başlaması, İzmir’in gelişmesini hızlandıracaktır. Böyle bir gelişme dinamiği içinde, İzmir ekonomisinin çeşitliliği artacak ve krizlere karşı dayanıklılığı (resilience) yükselecektir.

      • İzmir Modeli, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yerelden kalkınmayı sağlama konusunda en önemli darboğazın, yeterli çalışma güdüsüne sahip, piyasanın talep ettiği becerilerle donatılmış hünerli işgücünün sağlanmasında olduğunun bilincinde olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Meslek Fabrikası projesinin daha çok geliştirilmesini önermektedir.

     • İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, kalkınmayı "yerelden başlatma" stratejisini uygularken izleyeceği politikalar içinde, yenilikçilik merkezlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması öncelikli bir yer tutmalıdır. Böyle "aynı mekanda çalışma" (co-working space) gerçekleştirildiğinde, insanların birbirinden öğrenme perspektifi gelişecek ve birlikte çalışma kültürü oluşabilecektir. Yenilikçilik mekanizmaları güçlendirilmemiş bir "yerelden kalkınma" sürecinin sürdürülebilirliğinden söz edilemeyecektir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, "yerelden kalkınma" anlayışının kendisine yüklediği katalizörlük görevini hem kırsal, hem de kentsel alanlarda uygulamaya çalışırken, yenilikçi bir planlama yaklaşımının geliştirilmesine yol açmıştır. Koray Velibeyoğlu’nun öncülüğünde Varlık Temelli, Havza Planlama çalışmaları yapılmıştır. İli/kenti üç havzaya ayırarak, katılımcı bir süreç içinde, yerelin varlıklarına ilişkin bilgilerin toplanması sağlanmış, o yerelde yaşayanların üretim ve yaşam kültürlerine dayanarak, bu yerelliği dışa kapayan tutumlardan uzak durarak, tersine dışa açarak, toplumla entegrasyonunu geliştirecek yerel projeler geliştirilmiştir.

     • İzmir Modeli, yerel kalkınma dinamiğin canlandırılması, yerelliğin değerlerinin dışarıdan fark edilebilmesini ve bu değerlere ulaşılabilmesini sağlayarak her yerelliğin İzmir’e entegrasyonunu sağlayabilmek için havza bazlı, varlık temelli, katılımcı bir planlama yapılmasını önermektedir. Bu planlar, konuları paralelinde disiplinler arası bir nitelik taşıyacaktır.