Soru.2.: "İzmir Modeli" çalışması, neleri içeriyor?

“İzmir Modeli” kısaltılmış bir isim, genişletilmişi İzmir Modeli İzmir İçin Demokratik Bir Belediyecilik Modeli Önerisi'dir. Bu isim, yapılan çalışmanın içeriğinin ne olduğuna açıklık getiriyor. İzmir’de bir yerel yönetimin yapısı, ilişki kurma biçimleri, işlevleri, performansının nitelikleri, ölçütleri konusunda, stratejik öneriler getiriyor ve izlenecek politikalar konusunda çağrılar yapıyor. Bu başlıkta yer alan, "İzmir" vurgusu önemli. Önerilen "Model" her yer için geçerli soyut bir öneri olmayacak, İzmir’in toplumsal yapısıyla ve tarihsel birikiminin özgüllüklerinden yola çıkan bir "Model" olacak.

"İzmir Modeli" çalışması, böyle bir "Model"i geliştirebilmek için, önce Dünya'da yerel yönetimler ve yerellikler konusunda benimsenmiş dört değer; "Yaşam Kalitesi", "Katılımcılık ve Yönetişim", "Yenilikçilik", "Sürdürülebilirlik" kavramlarını irdeliyor ve bunların kullanılması konusunda bir yön çiziyor. Daha sonra, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın ve anayasanın yerel yönetimler konusundaki ilkelerini göz önünde tutarak bir büyükşehir belediyesi yapısı öneriyor. Bu yapının performansının, sürdürülebilir ve insan onuruna yakışır olabilmesi için, merkezi yönetimle ilişkileri, halkla ilişki kurma biçimleri, kaynak sağlama biçimleri ve mali yönetim yaklaşımıyla, insan kaynakları kullanma stratejisi geliştiriliyor.

Büyükşehir belediyesinin yapısı ve ilişki kurma biçimi konusunda stratejik tercihler yapıldıktan sonra, dört önemli alanda yapacakları konusunda politika tercihleri geliştiriliyor. Bunlardan birincisi; belediyelerin temel görev alanlarındaki belediye hizmetleri ve altyapılarıyla kent içi ulaşım alanını, ikincisi; çevre konusunu, üçüncüsü; belediyenin yetki alanındaki yerleşmelerin biçimlenmesini sağlayan planlama, tasarlama ve uygulamalarını, dördüncüsüyse; İzmir’in dışlanmalarla parçalanmamış bir "komünite" oluşturabilmesini, sağlamak için; sağlık, sosyal hizmetler, kültür-sanat alanında ve Sivil Toplum Kuruluşları'yla (STK) ilişkiler konusunda yapılabilecekler üzerinde duruyor.

Sorularda ayrıntılı bir şekilde ele alınacağı üzere, bu "Model" Türkiye’nin belediyecilik pratiğine göre çok sayıda yenilik içeriyor. Bunlar; yerelden kalkınma, katılımcı proje geliştirme biçimleri, İzmir Akdeniz Akademisi, İZBAN, Sosyal Yaşam Kampusu, Atıksu arıtımında, Körfez olgusunu ele alış biçimi ve benzerleri gibi.

"İzmir Modeli" çalışmasının, böyle bir içeriği bulunmaktadır. Ama "İzmir Modeli" çalışması sırasında bir model değil, bir diğerini tamamlayan iki "İzmir Modeli" geliştirilmiştir. Bu nedenle de iki kitap yayınlanmıştır. Bunlardan birincisi "görgül", ikincisiyse "normatif" "İzmir Modeli"dir. "Görgül model", 2004-2018 yılları arasında Aziz Kocaoğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı üç dönemde, pratik içinde yaptıklarının öyküsünden oluşmakta ve İzmir Belediyeciliğinde 2004-2018 Döneminin Öyküsü kitabında yer almaktadır. Bu birinci kitap, bir muhalefet belediyesi olmanın getirdiği sınırlamalara rağmen "sağlanmış bir başarının modeli"ni ortaya koymaktadır.

İzmir Modeli İzmir İçin Demokratik Bir Belediyecilik Modeli Önerisi adlı ikinci kitaptaysa bu "görgül model" üzerine kurulmuş, "normatif" bir "İzmir Modeli" yer almaktadır. Olması gerekeni göstermektedir. "Normatif model"in soyut bir teori/ideoloji üzerinden değil de, "görgül" olandan başlayarak kurulmuş olması, ona iki önemli nitelik kazandırmaktadır. Bir yandan uygulanabilirliğini artırmakta, öte yandan ona İzmir için olma niteliğini kazandırmaktadır. Geliştirilmiş olan "normatif model", yeni bir yerel demokrasi başka bir deyişle, insan onuruna yakışır bir yerel insanlar arası ilişki modeli olma iddiasını taşımaktadır.