


Soru.11.: İzmir Modeli, İzmir’de "komünite" oluşturarak, kamu alanı yaratarak, yer duygusu geliştirerek, "yaşam kalitesi"nin yüksek düzeyde sürdürülebilir hale gelmesini sağlamakta etkili olan, İzmirlilerin özneller arası yargı geliştirebilme kapasitesinden yararlanması için, ne türde stratejiler, politikalar ve pratikler öneriyor?
Bir kente ister yerel yönetici, ister plancı olarak müdahale edenler olsun şimdiye kadar genelde kentin fiziki niteliklerini geliştirmeye çalışmışlardır. Böyle bir pratiğin hakimiyeti büyük ölçüde sağlanmak istenilen "yaşam kalitesi"nin hep nesneller üzerinden hesaplanabileceğinin kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Oysa İzmir Modeli'nde, "yaşam kalitesi"nin düzeyinin salt nesnellere göre saptanamayacağı, öznel değerlendirmelerin önemi kabul edilmektedir. Bir kentte yaşayanların, o kentin yaşantısından tatmin olması bireylerin tek başına kararlaştırdıkları bir şey değildir. İnsanların kentteki yaşamlarından aldıkları tatmin yargısı, özneller arası bir şekilde geliştirilir. Bu durumda, bir kentteki "yaşam kalitesi"nden bahsedilebilmesi o kentte yaşayanların özneller arası yargı üretebilme kapasitelerine sahip olmaları halinde olanaklı hale gelmektedir. Özneller arası yargı kapasitesinin, "yaşam kalitesi"nin sürdürülebilirliği açısından kritik bir önem taşıması temelde insanın toplumsal bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır.
İzmir’in özneller arası yargı geliştirebilme kapasitesinin yüksekliği, büyük ölçüde İzmirlinin yaşam biçimi ve siyasi tercihlerinin biçimlenmesindeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. İzmirliler, eve hapsolan bir yaşam sürmüyorlar. Üç-dört kişilik gruplar halinde kıyıya gelerek, günde 3-4 saat zaman geçiriyorlar, bu sırada kendilerine bir şey sorana içten yanıt vermeye açık kalıyorlar. Nuri Bilgin’in saptamalarına göre, İzmirlinin pragmatik olgulara saygılı, yaşamsal (convival) bir kültürü var. Kentin belki de kozmopolit geçmişinden gelen etkilerle dayatmacı güçler zayıf kalmış, merkezi bir norm güçlenememiştir. İzmirlilerin uyduğu normlar inanç zemininden çok yaşam tarzı paydasında (habitus) bir araya geldiğinden, özneller arası yargılarda uzlaşabilme potansiyeli yüksek olmaktadır. Bu potansiyel yüksekliğinde, İzmir’in yaşam kalıpları içinde kadının otonomisinin yüksekliğinin önemli bir katkısının bulunduğunu unutmamak gerekir.